top of page

Teksel Tekstil: Tekstil geleceğimiz için en değerli sermayemiz

Güncelleme tarihi: 13 Mar 2023



34 yıldır tekstil sektöründeki yeni teknolojileri Türkiye pazarıyla buluşturan Teksel Tekstil, toplam 18 uluslararası markanın Türkiye mümessilliğini ve distribütörlüğünü üstleniyor. Deneyimli uzman kadrosuyla tekstil sektörünün en önemli firmalarından biri haline gelen Teksel, tekstil makineleri, sarf malzeme, yedek parça ve aksamlarının yanı sıra mümessili olduğu tüm marka ve ürünler için teknik servis hizmeti de veriyor. Teksel Tekstil A.Ş. Genel Müdürü Dursun Ferikel şirketin faaliyetlerini ve Türk tekstil sektörüne dair görüş ve öngörülerini Textilegence’a değerlendirdi.

1988 yılında, İstanbul’da kurulan Teksel Tekstil A.Ş. bugün 45 kişilik kadrosuyla aile ve kurumsallık anlayışını aynı potada eriten hibrit bir şirket yapısıyla çalışmalarını sürdürüyor. Sahada oldukça güçlü bir bilgi alışverişine sahip olduklarını aktaran Ferikel, bu büyük veriden (big data) faydalanarak müşterilerin ihtiyaçlarını doğru bir şekilde tespit ettiklerini söyledi. Amaçlarının öncelikle bir satış yapmak değil, firmalara doğru yatırımlar yaptırmak olduğunu vurgulayan Ferikel, bunun kendilerini diğer klasik satış temsilciliklerinden ayıran en temel nokta olduğunu belirtti.

Teksel Tekstil pandemiye ‘hazırlıklı’ yakalandı

Dursun Ferikel, 2019 yılında Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemini başlattıklarını, 2020’nin başlarına doğru ise adaptasyon sürecini tamamladıklarını belirtti. Ferikel bu sayede Mart 2020’de pandeminin ortaya çıkmasının hemen ardından, Nisan ayında hibrit uzaktan çalışma sistemine geçebildiklerini ifade etti. Bu sistem ile ofise gitme zorunluluğunun ortadan kalktığını söyleyerek; “Eğer bir departmanın ofise gitmesi gerekiyorsa onlara belirli günler ve saatler planladık. Satış grupları şirkete gitmiyor bazen direkt müşterimize gidiyorlar, bazen de işlerini evlerinden organize ediyorlar. Online toplantı programlarıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz, depomuz kargo yoluyla bütün gönderilerini organize ediyor. Ayrıca tüm çalışanlar bir program dâhilinde, bu zorlu süreci mesleki ve kişisel gelişimleri için online eğitimler ile de değerlendiriyor” dedi.

Ferikel 2020 yılının yalnızca Teksel için değil benzer işleri yapan tüm tekstil firmaları için de verimli geçtiği kanısında olduğunu açıkladı. Çin’den diğer ülkelere kayan siparişlerden Türkiye’nin de pay aldığını belirten Ferikel, sözlerini şöyle sürdürdü; “Alt yapı olarak hazırlıklı olanların bu dönemde çok iyi satışlar ve yatırımlar yaptığını görüyoruz. Bizler de hem kurduğumuz sistem, hem de sektördeki bilinirliğimiz sayesinde 2020 yılını tüm departmanlarımız ile satış rekorları kırarak kapattık.”



“Teknik tekstile yatırım yapanlar önemli ölçüde kar elde etti”

Dursun Ferikel; “Tekstil ve ham maddeleri ihracatında kilogram bedeli yaklaşık 4 dolar civarındayken, teknik tekstilde kilogram fiyatları 20 dolarlara kadar çıkabiliyor. 2019’a göre 2020 yılında teknik tekstil ihracatının yüzde 75 artış ile bu alanda yatırım yapanlara çok ciddi karlılıklar elde ettirdiğini gördük. Teknik tekstile yatırımların 2021’de de devam ettiğini görmekteyiz” dedi. Bu bağlamda herkesin akıllı tekstil ürünleri ve teknik tekstile yatırım yapması gerektiğini savunan Ferikel, pandemi döneminde önemini daha iyi anladığımız anti viral ve anti bakteriyel ürünlerin yanı sıra yakında 5G istasyonlarının da ülkemizde her yerde konumlanacağı düşünüldüğünde, elektromanyetik dalgalara karşı koruyucu giysilere olan yatırımların da gelecekte önemli olacağına işaret etti.

Teksel Tekstil gümüş alanında yatırım yapıyor

Dursun Ferikel, pandemi döneminde Monarch’ın pazara sunduğu 1350 hız faktörlü dünyanın en hızlı yuvarlak örgü makinesine ve Biancalani’nin kumaşı hava ile taşıyıp yıkarken mekanik ızgaralara çarptıran yeni ürünü Aquaria açık en kontinü yıkama makinesine de oldukça olumlu talepler geldiğini belirtti. Karbon ayak izleri ve sürdürülebilirlik projelerine en önemli katkıyı sağlayacak boyama sistemleri üreticisi İsveç menşeili Imogo firması ile de pandemi döneminde temsilcilik anlaşması imzaladıklarını söyleyen Ferikel, Imogo’nun su, elektrik ve kimyasal kullanımında yüzde 90’lara varan ciddi bir tasarruf sağladığını belirtti.

Uzun yıllardır Alman üretici Shieldex-Statex firmasının distribütörlüğünü de yapan Teksel, yüzde 99,99 oranındaki saf gümüş elyafı, filamenti ve saf gümüş kaplı kumaşları Türkiye’ye getiriyor. Ferikel anti statik, anti bakteriyel, anti viral, anti fungal ve elektro manyetik dalgalara karşı kalkanlama gibi özelliklere sahip olan saf gümüşlü ürünler konusunda farklı projeler içine girdiklerini aktardı. Durgun ve depolanmış sularda oluşan mikropları temizlemek için 3 boyutlu saf gümüş ile örülmüş özel kumaşlar kullanan Alman üretici Silvertex firmasının da bu dönemde temsilciliğini üstlendiklerini söyleyen Ferikel, ayrıca MonoGruppe firmasına; Silverion markası altında saf gümüş ile yeni ürünler tasarlamaları, üretmeleri, sertifikalarını almaları ve tüm pazarlama süreçlerini de içine alan geniş kapsamlı bir danışmanlık desteği verdiklerini açıkladı.





“Tekstil hak ettiği değeri görmüyor”

Türk tekstil sektörünün güncel durumunu değerlendiren Dursun Ferikel, sektörün ne yazık ki hak ettiği değeri görmediğini ve A’dan Z’ye kendi üretimimizi yapabilmemize rağmen, bu sektöre yeterli desteklerin verilmediğini savundu. Ferikel; “Tekstil meslek liselerimiz zor bir durumda, birkaç tane fedakâr iş insanı ve derneklerin yardımıyla bu liseler kendilerini sürdürmeye çalışıyorlar. Tekstil Mühendisliği bölümleri için yapılan tercihlerde de büyük bir düşüş var, bu bölümün mühendislerinin diğer bazı mühendisliklerimiz gibi imza yetkisi yok. 2 yıllık tekstil bölümlerine de ilgi bir hayli azaldı. Yani bu konu sadece makine yatırımlarına verilecek yeni teşvikler için değil, sektördeki insan kaynağını da artıracak bir şekilde doğru projelerle ele alınmalıdır. Bizler tekstil konusunu topyekûn bir kalkınma projesi olarak görmeliyiz ve hep birlikte uzun vadeli projelerin içinde olmalıyız. Fakat tüm süreçleri maalesef günlük olarak yaşamaktayız” diye konuştu.

“Tekstil gelecek nesillere bırakacağımız en değerli sermayemiz”


Tekstil sektörünün ülkemize yüzde 100 katma değer sağladığını, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımızın 17 milyar dolar ile Türkiye’nin genel ihracatında %10 civarında önemli bir güce sahip olduğunu hatırlatan Dursun Ferikel, bu anlamda planlamanın da önemine vurgu yaparak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sektörün uzun vadeli bir iş planlaması yok. Şirketler önündeki siparişlere göre yatırımlarını yapıyorlar. Bu yüzden çok güzel günlerin geleceğini düşünsek de ham madde tedarikini planlamadan, markalaşmayı bilmeden, yüksek katma değer sağlayan ürünlere yatırımlar yapmadan ciddi bir gelişim sağlamamız zor görünüyor. Biz tekstilin ülkemizdeki geleceğinden çok umutluyuz çünkü dünyada bizim kadar kaliteli ürün üreten hiçbir ülke yok. O yüzden tekstilin 10 yıl değil belki de 50 yıl sonrasına bile gelecek nesillere bırakacağımız en değerli sermayemiz olabileceğini düşünüyoruz. Doğru bir planlamayla kesinlikle çok doğru yerlerde olacağımıza inanıyorum.”




Comments


bottom of page